Ekonomi

Türkiye organik anlamda dünyanın gıda deposu

Almanya’nın Nürnberg kentinde düzenlenen ve alanında “dünyanın en büyüğü” olarak nitelendirilen organik gıda ürünleri fuarına Türkiye’den 37 firma katıldı; kalite, sürdürülebilir ve rekabetçi fiyat vizyonu kapsamında ürünlerini tanıttı. Dünyanın organik gıda deposu olduğumuzu ilan etti.

 

Messe fuar alanında düzenlenen ve “dünyanın en büyük organik ürünler fuarı” olarak bilinen Nürnberg Organik Gıda Fuarı’nda (BIOFACH) Türkiye’nin farklı illerinden organik gıda firmaları yerini aldı.

 

Türk firmalarının yeni ürün ve projelerini uluslararası tedarikçilere ve fuar katılımcılarına anlatma fırsatı bulduğu fuara, Türkiye’nin son yıllarda organik ürün sektöründe yakaladığı kalite damgasını vurdu.

 

Fuara Türkiye’den katılan firmalar, kimyasal gübre ve zirai ilaç kullanmayan organik sertifikalı ürünlerini katılımcılara tanıtma fırsatı bulurken, yeni trendleri de yerinde inceleme fırsatı buldu.

 

Fuarda Ege İhracatçı Birlikleri’nin kurduğu Türkiye Pavilyonu’nda milli katılımla gerçekleşen etkinliğe Türkiye’den 16 firma katıldı. Fuarın düzenlendiği 9 salonun neredeyse tamamında Türk firmaları güçlü bir yer edindi. Nürnberg BioFach Fuarı’na bu yıl toplam 37 Türk firması katıldı.

 

Fuarda “Gelecek İçin Gıda: Kadınların Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Üzerindeki Etkisi” ana temasıyla oturumlar düzenlendi. 200’den fazla oturumda organik ürünlere ilişkin yeni araştırma bulguları, küresel gıda sisteminin ekolojik dönüşümü, mevcut zorluklar ve organik, sürdürülebilir gıda altyapısının geleceği ve tedarik zinciri analizleri tartışıldı.

 

– “Fuarda dünyada organik ürünlerdeki son gelişmeleri görüyoruz”

 

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, BIOFACH’un 30 yılı aşkın süredir organik ürünlerde Almanya’nın ve dünyanın en büyük buluşma merkezi olduğunu söyledi.

 

Bu yıl fuara 94 ülkeden 2.500 firmanın katılmasının çok değerli olduğunu belirten Işık, “Dünyanın her yerinden firmalar geliyor. BioFach Fuarı’nda kozmetik başta olmak üzere pek çok şube bulunuyor. Burada iki çalışma yapıldı. Birincisi, şirketler kendi ürünlerini tanıtıyor, ülkeler de kendi ürünlerini tanıtıyor. İkincisi dünyada olup bitenleri, trendleri, son çalışmaları herkes görüyor. Ayrıca “AB’nin Yeni Organik Düzenlemesinin Türkiye’ye Etkileri” başlıklı bir toplantı düzenledik. Toplantıya denetim ve belgelendirme şirketlerinin temsilcileri, KSKDER ve AB’deki Denetim ve Belgelendirme Dernekleri’nin çatı kuruluşu olan EOCC’nin temsilcileri katıldı. “Çok verimli bir toplantıydı” söz konusu.

 

Işık, Almanya Tarım Bakanlığı’nın da BioFach Fuarı’na büyük önem verdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

 

“Bir şehir, bir ülke buna hazırlanıyor. Almanya’dan uçaktan iner inmez burada organik bir karşılamayla karşılaşıyorsunuz. Trenler, metrolar, her şey ücretsiz, her şey sisteme entegre. Bu bir milli kabuldür, bir amaç birliğidir. Alman Tarım Bakanı dün burada fuarın açılışını yaptı. Fuarın her açılışına Sayın Bakan geliyor. Öncelikle Almanya’nın tarım politikasını anlatıyor ve sonrasında tüm Avrupa Birliği’nin politikalarını burada duyurma imkanı buluyor. Fuarda yaklaşık 200 oturum düzenleniyor. Burada A’dan Z’ye dünyadaki trendler, pazarlar, tarım konuları tartışılıyor. Dolayısıyla BioFach Fuarı çok değerli bir fuar. Sadece piyasanın döndüğü bir yer değil. “Bu, organik topluluğun ve dünyanın geleceğinin belirlendiği bir düzenleme, bir sistemdir.”

 

Avrupa Birliği’nin (AB) salgın döneminde gıda tedarikinde yaşadığı sıkıntıların ardından ilan ettiği “Yeşil Anlaşma”yı hatırlatan Işık, “AB, sürdürülebilirlik konusunda kendi politikasını ve 2030 ve 2050 hedeflerini belirledi. İyi olan şu ki; Ülkemiz bu hedeflere imza attı. 2030 ve 2050.” “Hedefler var. Bu doğrultuda Bakanlığımız da sürdürülebilirlik konusunda yapılanmasını sürdürüyor.” Bu kelimeyi kullandı.

 

– “Sürdürülebilirliğin en güzel örneği organik tarımdır”

 

Mehmet Ali Işık, sürdürülebilirliğin dünyadaki en güzel örneğinin “organik tarım” olduğunu belirterek, organik tarımın sadece tarım değil aynı zamanda sürdürülebilirliğin bir göstergesi olduğunu vurguladı.

 

Işık, “Toprağın en önemli özelliği uzun yıllar kullanılabilmesi ve buradan elde edilen gıdayla sağlıklı nesillerin yetiştirilebilmesidir. Organik tarımın alanını arttırdığımız sürece geleneksel olarak kullanılan tarım ilaçları ve diğer kimyasal gübreler ülkelerin giderlerinden azalacaktır. Bu masraflar bu parayla harcanmaz. Dolayısıyla buradan elde edilen kaynakları organik tarıma aktararak alanları büyütmeyi hedefliyoruz” dedi. söz konusu.

Işık, bu yıl fuarda sürdürülebilirlik konusunda kadının öneminin vurgulandığını belirterek, “Gıda tüketiminde, tarımda, işletmecilikte daha fazla kadının organik tarıma adapte olmasını ve daha iyi sürdürülebilirlik sağlamayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik ana teması kadındır ve bugün onlar aracılığıyla tüm dünyaya yayılması amaçlanmaktadır.” .” dedi.

– “Covid-19 ve Ukrayna’daki savaş tarımda kırılma noktasıdır”

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Lideri Işık, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının tarıma ve gıda tedarik zincirine etkisine değinerek, bu iki gelişmenin kırılma noktası olduğunu söyledi.

O dönemde marketlerdeki boş raflardan ve gıdaya erişimde yaşanan sıkıntılardan bahseden Işık, parası olanların bile gıda ve ürünlere ulaşamadığını söyledi.

Işık, ülkelerin kendilerine yetecek kadar üretim yapmak için harekete geçtiklerini, bunun daha önce herhangi bir ülkede üretilip ucuza ithal edildiğini, salgınla birlikte bu uygulamanın sorunlu noktalarının daha net görüldüğünü ifade etti.

Ülkelerin kendi ülkelerinde işçilik ve teşvik açısından daha maliyetli olması nedeniyle yurt dışından ucuza ithalat yaptığını belirten Işık, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Küçük çiftçileri ve organik tarım yapan aile işletmelerini üzdüler. Bu hep ucuz ve büyük olma politikası çöktü. Artık ülkeler ‘organik çiftçi’ diyor. ‘Topraklarımızı geri alacağız, küçük çiftçilerimize destek vereceğiz’ diyorlar. hayatta kalma’. Burada atılması gereken stratejik bir nokta var.” Karar gelecektir. 5, 10, 15, 20 yılı etkiler. Avrupa Birliği ‘pestisitlerimi yüzde 50 azaltacağım’ dedi ama azaltamadı. Neden? Çiftçiler iklim değişti, mahsulü hasat edemiyorlar diye isyan etti. Mahsule müdahale edemediğiniz zaman hasat olmaz, mahsul olmaz. Bir denge olmalı. “Bu geçiş organik tarım sayesinde gerçekleşecek. Toprağınızı organik gübreye alıştırırken, konvansiyonel kimyasal ilaç kullanımını da azaltacaksınız. Bir dönüşüm olacak. Bu döngüsel tarımı 20 yıl sonra yaşayacağız.”

– “Türkiye bazı işlerde dünya lideri”

Mehmet Ali Işık, Türkiye’de organik tarıma desteğin arttığını, ülke mevzuatının AB mevzuatına uygunluğunun tespitine yönelik çalışmalar yapıldığını söyledi.

Türkiye’nin bazı organik ürünlerde dünya lideri olduğunu belirten Işık, bunların arasında üzüm, incir, kayısı, fındık, kiraz ve vişnenin yer aldığını, bu ürünlerin ihracatını artırmak için hazırlık yaptıklarını belirtti.

Işık, “Nasıl hazırlanıyoruz? Fuarlara katılarak. Mesela dün burada 5 sempozyuma katıldık, çalışmaları dinledik. Ege İhracatçı Birlikleri olarak 30 yıldır sürdürülebilirlik koordinatörlüğü yapıyoruz. Deneyimler ve deneyimler Buradan edindiğimiz bilgiler, dünyanın nereye gittiği, yeni trendlerin ve hedeflerin neler olduğu, üyelerimizle ve tüm Türkiye ile paylaşılıyor.” Bizden duyuyoruz.” dedi.

– Organik gıdada ihracat hedefi 2 milyar dolar

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Işık, dünya organik gıda satışının 2022 yılında 135 milyar avroya yaklaşacağını hatırlatarak, ihracat hedeflerinin ise; Hedefin ilk etapta 1,5 milyar dolara, ardından 2 milyar dolara ulaşmak olduğunu vurguladı.

Işık, “Ancak Almanya örneğinde de gördüğümüz gibi, eğer ülkenizde organik tarımı yaygınlaştırmak istiyorsanız öncelikle kendi iç pazarınızı genişletmeniz gerekiyor. Kendi tüketicilerinize organik beslenme alışkanlığını kazandıracaksınız ki çeşitlilik artsın. Ürün miktarı artacak, oluşan kültür ve bilgi birikimiyle ihracatımız artacak.” dedi.

Organik meyve yetiştirmenin uzun zaman aldığını belirten Işık, bir ürünün organik ürün haline gelmesinin 3-4 yıl sürdüğünü söyledi.

Işık, organik tarımda altyapı ve sürdürülebilirliğin bulunduğunu, tarladan rafa kadar izlenebilirlik ve sürdürülebilirliğin işi başarılı kıldığını belirtti.

– “Tüketiciler organik ürünlerde sertifika aramalı”

Mehmet Ali Işık, Kovid-19 sonrası artış yaşandığı için konvansiyonel ve organik gıdalar arasındaki fiyat farkının azaldığını ve organik ürün tüketiminin arttığını anlattı.

Tüketicilerin organik ürün alırken nelere dikkat etmesi gerektiğine değinen Işık, “Ürünün arkasına bakın. Organik sertifikası olması gerekiyor. Doğal ürünler asla organik ürünün yerini tutamaz.” uyardı.

Organik tarımla uğraşmak isteyen gençlere tavsiyelerde bulunan Işık, “İşini sevmeliler. Bu sadece para için yapılacak bir iş değil. Eğer işinizi, tarımı, gıdayı seviyorsanız, işinizi aşk için yapıyorsanız” dedi. gerçek, doğru yerlere geleceksiniz. 50 dönümlük küçük bir alanda başlayan organik yolculuğumuz şu anda 4.500 çiftçiye ulaştı.” “1500 çalışanımız var. Dünyanın 40’a yakın ülkesine ihracat yapıyoruz.” dedi.

– “Daha pahalı fındık ürünlerini ihraç etmeyi hedefliyoruz”

Şenocak Beslenme Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Yiğit Şenocak da organik gıdanın son yıllarda öne çıkan çok önemli bir trend olduğunu, sürdürülebilir tarımın da bunun en önemli konuları arasında yer aldığını söyledi.

Şenocak, “Nürnberg Organik Gıda Fuarı’na ilk kez katılımcı olarak geliyoruz. Daha önce de ziyaretçi olarak gelmiştik. Doğal fındıktan püresine kadar her türlü fındığı üretebiliyoruz ve organik gıdalara ilgi oldukça iyi. Özellikle Avrupa’da.” Sanki konuşuyordu.

Satışlarının yüzde 5’inin organik ürünlerden oluştuğunu belirten Şenocak, “Bu pazar ağırlıklı olarak Avrupa’da. Amerika’da kısmi bir talep var. Avrupa’da özellikle ekonomik açıdan daha gelişmiş ülkelerde. İngiltere, İsviçre, Almanya gibi ülkeler.” İtalya da ürünlerimizi tercih ediyor.” ilgi gösteriyor.” değerlendirmesini yaptı.

Şenocak, katma değeri artırarak daha değerli ürünler ihraç etmeyi ve markalaşma konusunda diğer firmalardan farklılaşmayı hedeflediklerini belirtti.

– “Organikteki payımızı artırmaya çalışıyoruz”

Pagmat Gıda Satış Müdürü Nergiz Karajöjdağ, 45 yıllık bir firma olarak kuru meyve sektöründe ağırlıklı olarak üzüm işiyle uğraştıklarını ancak diğer kuru meyveleri de ürettiklerini söyledi.

Fuarda aktif müşterilerle tanışma fırsatı bulduklarını ve potansiyel müşteri portföylerini artırdıklarını belirten Karadağ, “Biz esasen yüzde 90 ihracat yapan bir firmayız. Organikte de payımızı artırmaya çalışıyoruz.” dedi.

Işık Tarım Satış Müdürü Can Erim, fuara yeni müşterilere, satın alma gruplarına ve süpermarket zincirlerine ulaşmak için geldiklerini belirterek, etkinliğin beklentilerini karşıladığını söyledi.

Organik ve sağlıklı beslenmenin ne kadar önemli olduğunun gün geçtikçe daha da belirginleştiğini belirten Erim, “İnsanlar daha sağlıklı beslenmek istiyor ve bu konuda fiyatların da daha makul seviyelere geldiğini düşünüyorum. Organik artmaya devam edecek. Hem çiftçi hem üretici. Bunun aşamaları iyiye gidiyor. “Trendin artarak devam etmesini bekliyorum.” dedi.

Tunay Gıda Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Leyla Aydın Yüksel, firma olarak sürdürülebilirliğe, insana ve insan sağlığına büyük önem verdiklerini belirterek, “Odak noktamız organik ürünler. Bu fuar dünyanın en büyük organik fuarlarından biri. Aslında dünyanın en büyüğü, bu yüzden buradayız.” Bir açıklama yaptı.

Tunay Gıda Genel Müdürü Gonca Kırtıloğlu Demir, sürdürülebilir tarıma ve doğal kaynakların korunmasına önem verdiklerini, bu nedenle fuara katıldıklarını söyledi.

Demir, “Şu anda 450 bin 500’e yakın üreticimizle 20 bin dekarın üzerinde alanda ve sürdürülebilirlik unsurlarına uyarak organik tarım yapıyoruz.” bilgiyi verdi.

– “Türkiye’nin en büyük avantajı ürün çeşitliliği”

Türkiye’den organik gıda ürünleri tedarik eden İsviçre merkezli Yourharvest AG’nin İcra Kurulu Başkanı (CEO) Pascal Schwarz, dünyanın dört bir yanından küresel bir tedarikçi ağına sahip olduklarını ve bunların yaklaşık yüzde 80’ini görme fırsatı bulduklarını açıkladı. Tüm tedarikçilerin dünyayı dolaşmadan fuara katılması.

30 yılı aşkın süredir Türklerle çok yakın bağları olduğunu belirten Schwarz, Türk şirketlerinin üretim gücünden bahsetti.

Schwarz, “Piyasada çok köklü bir geleneğe sahip olan Türk kuru meyve ve kuruyemiş ürünlerinin yeniden yükselişe geçeceği konusunda oldukça iyimseriz. Türkiye mercimekten fındığa kadar çok çeşitli organik gıda ürünleri sunuyor. Diğer ülkelerde ise bu ürün yok” dedi. Türkiye kadar ürün çeşidi var. Bu da Türkiye’nin en büyük avantajı.” .” sözlerini kullandı.

Pascal Schwarz, Avrupa’da daha iyi satışlar için Türk organik gıda üreticilerine “yenilikçi olmalarını ve ürünlerine değer katmalarını” tavsiye etti.

– Dünyadaki organik üretici sayısı 4,5 milyonu aştı

BIOFACH’ta sunulan “Organik Tarım Dünyası – İstatistikler ve Yükselen Trendler 2024” raporuna göre dünyadaki organik üretici sayısı 4,5 milyonu aştı.

Organik gıda satışları 2022’de yaklaşık 135 milyar avroya ulaşırken, küresel organik tarım alanı da 96 milyon hektara çıktı. Avustralya 53 milyon hektarla en büyük organik tarım alanına sahip ülke olmayı sürdürürken, bu ülkeyi 4,7 milyon hektarla Hindistan takip ediyor. 2022 yılında dünyadaki tarım arazilerinin yalnızca yüzde 2’si organik olarak yönetiliyordu.

Organik gıda satışlarında 2022 yılında 56,6 milyar euro ile ABD dünyanın lider pazarı olmaya devam ederken, onu 15,3 milyar euro ile Almanya ve 12,4 milyar euro ile Çin takip ediyor.

Dünya genelinde kişi başına organik gıda harcaması 17 avro olurken, en fazla harcamayı kişi başına ortalama 437 avroyla İsviçre yaptı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu